Friday, March 09, 2007

bir bardak kutsanmış tavuk suyu

ağrı: başım çok ağrıyor.

kaçak: bir keresinde çok büyük bir kütüphaneye girmiştim, midem bulanmıştı. kitaplar üstüme üstüme geliyordu sanki. kaçmıştım hemen.

kumarbaz: rüyamda iskambil kartları dağıtıyordu biri, ağır abilerle oynayacaklardı oyunu, oynama onlarla dedim, ağır abiler gelmemişti ve ben nasıl olduysa kartları elime aldım, çok iyiydi elim, sonra ben asları dizerken annem geldi bir şey sordu isteksizce cevap verdim, dur anne elim çok iyi demedim hemen söyleyeyim gitsin de rüyama devam edeyim istedim sonra hadi kalk dedi, kaldı öyle rüya, güzelim el.

el: taş ve rüya. kaldı öyle.

franny: bazen franny oluyorum, ali gibi. zooey seslense diyorum mahmut gibi. ali öyle demiyordu, demezdi ama leyla derdi değil mi?

"ya benim muradım ver ya beni öldür Allah"

"her sabah bir çöl masalında uyanırdım belki de yanlış bir leyla"

zooey seslensene...

ses: ney, rebap. yay. ideal gerginlik düzeyi. direnç-kontrol-enerji.
"kim yarimi sorarsa odur birincileri"
"he's the beautifullest, fragilest, still strong dark and divine and the littleness of his movements hides himself "

hidden place.

çöl. mektep. gök.

"hani zikir meclislerinde şeyh efendi verir coşkuyu bir söz ile dervişan cuşa gelir sonra bir es verir dervişan birden yavaşlar. öyle dokunuşlar işte kalbe "

No comments: