Friday, February 09, 2007

len terani

perdeler hakkında bir kaç söz söylemek istiyordum ama toparlamakta güçlük çekiyorum.. dağınıklık... bu da bir perdedir.. güzel bir perdedir.. dikkatin biraz dağıtılması.. "musa dağa bak"... perdesiz bir şey var mı şu hayatta bilmiyorum.. sanki bu hayatın tabiatına ters gibi geliyor... yanılıyor olma ihtimalim de yüksek çünkü hayat ile alakalı bildiğim şey şu kadarcık bir şey. şu kadar. size perdelerle alakalı çok örnekler vermek istedim ama benim perdem geldi. dağınıklık da perdedir ya.. kuluçka evresi vardır, yaratıcı düşünme evrelerinden, benim en sevdiğim evredir :) bu evreye kuvvetle itimadım vardır.. kuluçka evresi ne midir? meşgul olduğunuz şey için biraz yorulduktan sonra o şeyi bir kenara bırakabilmektir. siz bir kenara bırakıp başka şeyle meşgul olduğunuzda ta ta ta taaam.. aydınlanıverir her şey bir anda...
işte bu evre de bize perdelerin lüzumunu çok latif bir şekilde anlatır.. teşekküürleeer eevreee..
sözlerime son verirkene size geçmiş güzel günlerde yazmış olduğum bir şiirle veda etmek istiyorum, ismi ahirete perdelik :

Odamın perdesini aralasam,
Görürüm
Servi sen de perdesin..
Seni aralasam bende perdeler..
Beni perdeler..
Kalbimi deler,
Kalbimdeler..
Yapraklarının hışırtısı,
Kulaklarım eskidi
Nicedir dinlemediğim şarkılardan,
Söyleyiversen bir eski zaman şarkısı...
Bir ikindi vakti,
Beni bana bağlayan ne?
Geçsem kendimden,
gelsem kendime..
yar mı?
Ser mi?
Servi,
Sen de perdesin..
Ah perdesi var herşeyin..
Ne güzel ve ne acı
Ruhum yarası ve ruhum ilacı..
Perdesini sevdiğim..

Saturday, February 03, 2007

şiddete meyyalim..

masa üstünde duran şu acı çikolata bende yasmin levy dinleme isteği uyandırdı. hemen açtım la serena'yı. flamenko dedim şiddetli bir müzik, yoğun. bir dilim attım ağzıma, bu çikolata da öyle dedim. afiyet olsun dedim.