Thursday, August 28, 2008

işimi sevdiğimi söylemiş miydim hiç?

deryacık bu hafta işten ayrılıyor, gurbet ellere gidiyor. gider ayak bir mail yazmış bizim mail grubuna, bir veda maili. bir kısmını buraya aktarıyorum çünkü bugün ben de işten ayrılacak olsam söyleyeceğim sözlerdir bunlar.. böyle seviyorum ben de işimi, iş arkadaşlarımı..



".... bilmenizi isterim ki sizleri tanimaktan, dahasi beraber calismaktan, ayni ekipte yer almaktan cok ama cok mutlu oldum. alanda ve meslekte, sizler gibi isine ozen gosteren, caliskan, bilgi paylasan, ureten, gelisen insanlar oldugunu gormek, ne yalan soyleyeyim bana cok iyi geldi :) her birinize ayri ayri tesekkur ederim..

pilot calisma sonunda, sizlerle bir araya geldigimizdeki heyecanimi hatirliyorum! ekibin onca buyumus olmasi, gozle inanilmasi zor birseydi! :) o heyecani hatirlayarak, giderayak birseyler demek istedim sizlere, nacizane..
inanilmaz guzel bir is yapiyorsunuz! dahasi, inanilmaz ozenerek yapiyorsunuz.. bildigim pek cok -saati milyonlar eden- meslekdasdan daha gayretle, ozenle, dikkatle, isine ve karsisindakine saygiyla calisiyorsunuz.. alip alabilecegi en iyi hizmet 3 dakikalik bir psikiyatr gorusmesi sonucunda elinde tuttugu receteden ibaret olan yuzlerce - binlerce insana ulasiyor, psikoterapi nedir'i bu insanlara en guzel ornekleriyle gosteriyorsunuz. bir suru insanin hayatinda yeni bir sayfa aciyor, "iyi ki yapmisim" diyecekleri adimlari atmalarina yardimci oluyor, bu ulkede psikolog-psikoterapist nedir ne degildir'e dair ciddi bir zemin ve soylem yaratiyorsunuz.. ellerinize, emeginize saglik..!! umarim, bundan sonrasinda karsilacaginiz cesitli zorluk ve sacmaliklarda, isin bu asil ozunu hatirliyor ve bununla motivasyon tazeliyor olursunuz.. tekrar.. ellerinize saglik!!! :)

bi kuple de pilot ekibe :) sevgili alev, aslihan, hacer, nuray ve seyma.. sizinle calismak ayri bi keyifti, hele bir gunde bir aylik hakedis yazdigimiz pazartesileri ve onu bile eglenceli hale getirisimizi unutmak mumkun degil :) size ozel tebriklerimi de sunmam gerek, cunku bugun bu kadar genis capli yapilan is, sizin emeginiz ve ozeninizle olabildi. sizi seviyorum :)....."

biz de seni seviyoruz deryacık :)

Monday, August 18, 2008

içler dışlar


"hep birşeyler dışarda kalıyor, bazen de ben" demişim geçen sene bir blogda, bu resmin yanında. başlık yine içler dışlar.

sağ köşeye aldığım eğitimleri yazdım, biri fuzzy logic, biri de fark ve cem eğitimleri. cem dersleri bitti bu dönem, şimdi fark derslerimi alıyorum :)
bir çizgi çiz ve içine herşeyi yerleştir, sen dışarda kal ve de ki... ben dışarda kalırsam bu bir farktır ama fark edememişim bunu ben.. ben de girmişim içine bazen, bazen de kalmışım dışında.. içindeyken cem demişim. sonra bazen dışarı bakışlar atmışım camdan, bir de ne göreyim biri kalmış dışarda, huzursuz olmuşum bisikletli çocuğun dışarda kalışıyla.. bazen de dışarı bakarken aslında dışarsı olmuşum, çünkü şöyle sorular sormuşum, derya içre balık gibi miydi acaba adem'in cennetteki hali, içinden bilmek ile dışından bilmek arası farkları düşünmüşüm... bazen de dışarsı olmuş da içersiyim sanmışım biraz grace olmuşum.

sonra yaz geçmiş, güz geçmiş, kış geçmiş, bahar gelmiş. bahar gelince yazlık mekana gelinmiş, bu bir mesafedir. insan kafa dinlemeye gider yazlığa. mesafeyle alakalı bir yazı koymuşum gelir gelmez buraya. böyle böyle süreçlerden sonra...

bugün mesih ile konuşurken birden aydınlanıverdim..

john hick, dini çoğulculuk kitabını okuyorum bugünlerde bu konuyla epey de alakalı..

Friday, August 15, 2008

teşhir saati











sağ tarafta sevdiğim şeyleri sıralamışım, ejderha demişim, kaplumbağa demişim, tavus kuşu tüyü demişim de tavus olmayan kuşları nasıl unutmuş, nasıl atlamışım anlamadım.. sadece rengarenk kuş resimleri yapabilmek için bile ressam olmayı isterdim.. ressam olabilemezsem ornitolog da olur..

Wednesday, August 13, 2008

şifacı

"bunun üzerine eowyn'in kalbi değişti ya da en sonunda anladı.ve aniden kışı geçiverdi, içinde güneş parladı. "minas anor'da güneş kulesinde duruyorum" dedi "ve bakın! gölge gitti! artık cengaver bir kız olmayacağım ve sadece kılıçtan geçirilenlerle ilgili şarkıları dinleyip zevk almayacağım. bir hekim olacağım ve yetişen kısır olmayan herşeyi seveceğim" yine faramir'e baktı "artık kraliçe olmak istemiyorum" dedi.. "

yüzüklerin efendisi,kralın dönüşü, j.r.r tolkien.

Thursday, August 07, 2008

acı/ emdr

şimdi çok fazla acı var etrafımda.
insan acıya çok yakın olduğunda acaba benim de başıma gelir mi korkusunu duyuyor. istem dışı oluyor bu, istem dışı da korkudan korunuyor iç sistemleriyle. acıyı soyutluyor mesela. bu olay genelde şöyle şöyle insanların başına gelir diyor, acıyı dışarda bırakıyor, kapılarını sıkı sıkı kapıyor. şunları şunları yaparsam bu benim başıma gelmez diyor, kendine güvenli bir yerler buluyor. zihnimizin buna ihtiyacı var demek ki...

benim zihnim ne yapıyor bu arada bilmiyorum.. sanırım benim zihnim burda profesyonellik zırhına bürünüyor. emdr denilen tekniği seviyorum işte bu yüzden. çıplak olarak dinleyemeyeceğim acıları, üstümde zırhımla dinliyorum.. danışan ağlıyor, hıçkırıyor, kıvranıyor, şimdi burdan devam edelim diyorum.. buna neden devam ediyoruz diyor, yeter diye bağırmak istediğini söylüyor.. şimdi burdan devam edelim diyorum.. ama sonra yatışıyor.. yeter diye bağırmak isteyen canı yanan kadın/adam pamuk gibi yumuşuyor.. şimdi düşününce buna şahit olmak iyi geliyor sanırım bana.. acıdan korkan biriydim ben çok.. korkmuyorum demiyorum şimdi.. ama çok acı hikayelere çok canlı şahit olup orda duruyorum, acı çekenin yanında duruyorum, ağlıyor, kıvranıyor, duruyorum, taşıyor, kabarıyor duruyorum, duruyorum.. sonra duruluyor, duruyoruz... geçen gün acı çeken bir kadın dedi ki emdr esnasında, acısı iyice derinleşiyorken, "dur artık" der gibi bir tonla, "aslı hanım ben şimdi bir kuyunun içindeyim, bir el istiyorum ordan çıkmak için... " elim sizinle dedim, şimdi siz de tüm gücünüzle kendinizi yukarı itin... sonra devam ettik emdr'a..
emdr terapisti olmayı sevdim ben..
zihnim belki bir de böyle başediyordur, bu yeni bilgiyle.. biraz daha durursan burada acının ortasında, acıyla.. sükunet gelip konacak omuzlarına.. her gün bir iki saat bunun seyircisi olmak belki birşeyler katıyordur bana.. katsın Allah'ım noolur..

Wednesday, August 06, 2008

bu yaz çok konser yaptı, çok da göç..

soljenitsin de dünyasını değişmiş
uzaklara giden edebiyatçılar yazı olabilir bu yaz,
yakınlara gelen solistler yazı da..
björk geldi geçtiğimiz günlerde, ben mutlu oldum.. sahiden hayranıyım bu kadının.. siyahkahve.com'dan hislerime tercüman bir alıntıyla anlatayım hayranlığımı:
"O akşam, ufak tefek bir dişinin, doğumundan beri gün be gün içinde büyüttüğü sıradışı bir dünyaya konuk olduk. Öyle müthiş sesler duyduk, öyle yerlere gittik, öyle güzel konuştuk ki birinci tekilin ağzından, sonsuza kadar konuk olmak istedik o dünyaya. Büyülü bir ormandı orası, kocaman bir şatoydu, bulutların üstüydü kimi zaman, kimi zamansa en kalifiye kıyamet tasvirlerini aratmayacak bir felaketin başkenti. "
yazının tümü için buyrun :
http://www.siyahkahve.com/index.php?cmd=7&textID=9828

Tuesday, August 05, 2008

ben bugün



ben bugün mantarlı pizza yedim, midemde hala hissediyorum varlığını.

ben bugün basic ph testini yeniden yaptım, üstünden bir sene geçtikten sonra.. ve gördüm ki iyileşmiş birşeyler.. mutlu oldum..

basic ph test tarifi:
*bir kağıt alın ve altıya katlayın (geçen sene sekizli yapmıştık bu sene altılı yaptık, daha yalın geldi bana)
*birinci bölmeye aklınıza ilk gelen bir kahramanı ve özelliklerini yazı.
* bu kahramana bir görev verin, bu görevi tanımlayın ve ikinci bölmeye yazın.
* üçüncü bölmeye, kahramanın görevi yerine getirirken karşılaşabileceği zorlukları yazın.
* dördüncü bölmeye, kahramanın görevi yerine getirebilmesi için ihtiyacı olanları yazın.
* beşinci bölmeye görevin akibetini yazın.
* altıncı bölmeye de kahraman bir daha böyle bir görevle karşılaşırsa neler olabilir yazın.

sonra şunlara bir bakın:
inanç
duygu
sosyallik
yaratıcılık
bilişsel yetenekler
fiziksel yetenekler

bölmelerdeki tanımları gözden geçirip yukardaki özelliklerden hangilerini içerdiklerini her bölmeye not edin.

sonra da sayın bakalım hangi yetenekleriniz ağır basıyormuş.. ayrıca seçtiğiniz kahraman ve görev de bugünlerdeki gündemiz olabilir..

geçen sene okurlarımızdan ikisine yapmıştık bu testi, onları da yeniden yapmaya davet ediyorum. değişimi görünce inanamayacaksınız :)

ben bugün arkadaşlarımı çok seviyorum. her gün seviyorum da bugün de çok. şarkımız onlar için gelsin :

beatles yorumu şarkının ruhunu daha iyi hissettiriyor sanki

joe cocker yorumu da harika yıllar dizisini hatırlatıyor,

ben bugün sergio mendes yorumunu dinledim.

seviyorum bu şarkıyı.