Saturday, April 28, 2007

sen de gel oyna susam sokağında

pur bu sabah arkadaşlarıyla kahvaltı etti, üç yandan hediye paketleriyle karşılaşınca mutlu oldu " aa ama bugün benim doğum günüm değil ki" dedi, paketleri açınca bir winnieli, tiggerlı resim çerçevesi, bir moru koyu, pembesi yeşili canlı eşarp ve bissürü film gördü. teşekkür etti, şükretti, "ne kıyak arkadaşlarım var benim" diye içinden geçirdi . sonra arkadaşlarıyla beraber rüya terapisi seminerine gittiler. uuf ne güzel bi dersti. deniz fenerinin en üst katında çok güzel renkler gördü. pur renkleri çok sever. sonra kısıklıya çıktı, avcı kazım sokaktan geçti, yine fotoğraf çekti, üst sokakta leylaklar gördü, çok güzel çiçekli ağaçlar gördü. arkadaşının evine gitti. pastaydı, börekti, ikramlar gördü. sonra yine üsküdarına indi, arkadaşlarını müzik terapisi dersinden çıkmış, dingin gördü. beta mıydı neydi yaydıkları. çok güzel sohbetler etti, gönlünde muhabbetler uyandı. sonra otobüse bindi, annesinin kucağına yatmış iki kız çocuğu gördü, kadıköyüne indi, sokaklarda çok güzel resimler ve kediler gördü.

ne güzel bir gün geçirmişsin pur.

Monday, April 16, 2007

jai guru de va om

nothings gonna change my world diyememek ve
kalpte kaynayan bir şeyler üzerine
akan şeyler üzerine
akış üzerine
kesişen yazgılar üzerine
gurular üzerine

Monday, April 09, 2007

ben bir robotum ama sorun değil yodeli

sevgili purblog okurları, anlattığım bilet bulma macerasından sonra merak ediyordum acaba izlemek de nasip olacak mı diye, küçük bir dalgınlık da bertaraf edildikten sonra izlemek nasip oldu şükürler olsun.

Thursday, April 05, 2007

ben bir robotum ama sorun değil

nasip kısmet işte.. bir de murad etmek var..bu filme gitmeyi çok istiyordum ama çok geciktiğim için bilet bulamamıştım. akşam otobüste bulmak nasip oldu, şöyle oldu, önümde oturanlar bir sürü festival bileti çıkardılar, ben de hemen dikkat kesildim, birinin üzerinde "ben bir robotum ama sorun değil" yazıyordu ve kız o bileti gösterip "ben bu filme gidemeyeceğim ya sen bunu satabilir misin "dedi, çocuk da "kime satıyım ki" diye sesli düşününce atladım hemen "ben alabilirim" diye. cumartesi akşamı da nasipse seyredeceğim. seyredince bahsederim belki buralarda yine..

bizim bahçede çok güzel çiçek açmış bir ağaç var, sokağa girip onu görünce içimde bir şey kıpırdadı. o soluk yeşilin arasında aksine beyaz beyaz parlıyor. psikolog bey haklı olabilir ben hala genç bir insan olabilirim diye düşündüm bu çiçekleri görüp mutlu olunca.

Tuesday, April 03, 2007

psikoloji ifriti

"daha o zamanlar psikoloji ifriti ona musallat olmuştu. bu yüzden kendine ait her şeyi, üzerinde durduğu ve derinleştirdiği için çok ciddiye alıyor, etrafındakileri ise en zalim dikkatlerle delik deşik ediyordu."
sahnenin dışındakiler