Monday, August 22, 2016

Friday, August 19, 2016

30 day song challenge day 5



a song that reminds me someone: bu şarkı bana eski sevgilim superdervishi hatırlatır hep.
eski sevgilim, yeni sevgilim superdervish.




Thursday, August 18, 2016

30 day song challenge day 4

a song that make me sad:

saçma ama bu şarkı kadar beni hüzünlendiren bir şarkı yok galiba.

Babamın bir atı olsa binse de gelse,
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse,
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse,

Uçan da kuşlara malum olsun,
Ben annemi özledim, hem annemi hem babamı ben köyümü özledim.




Wednesday, August 17, 2016

30 day song challenge day 3

a song that makes me happy:





bir de kasap havası var, kasap havasının yükselip dellenip çıldırdığı anlarda ben de öyle delice neşelenirim.

Tuesday, August 16, 2016

30 day song challenge day 2

My least favorite song: üst komşumuzun dinlediği müziklerin hepsi :) üst komşumuz olan ergen oğlan, dinleyene depresyondan kendini intihar etmemesi için hiç bir sebep bırakmayan brutal death metal şarkılar dinliyor son ses ve aralarda da afedersiniz hayvan gibi bağırıyor. korkuyorum sevgili okur.  neyse ben de evimize üst kattan yayılan buhranı dağıtmak için ya ferahlatıcı ya neşelendirici bir şarkı açıyorum hemen, o da son ses,  üst katın sesini bastırabilmek için. bir çeşit güçler savaşı oluyor yani 5. ve 6. kat arasında, iyilik kazansın. ben iyiliğim :)

Monday, August 15, 2016

30 Day Song Challenge Day 1







































1. En sevdiğim şarkı: Nagat El Saghira'nın Ana Baashaq El Bahr şarkısı. Karar vermesi biraz zor oldu, ama işte en sevdiğim şarkı bu. çok tatlı bir arabeski var, sözlerini de çok seviyorum. o kadar çok sevmişim ki şöyle bir post yapmışım:

http://purblog.blogspot.com/2010/09/ana-bashaq-el-bahr.html

ve fekat nedense o zamanlar hazırladığım en sevdiğim şarkılar listesine eklememişim. Şimdi ise en üst sırada. Hayat işte :)

Liste de şurada:
http://purblog.blogspot.com/2010/11/aslnn-sevdigi-sarklar-konseri.html

neyse, çok güzel şarkı bu çok :

Sunday, August 14, 2016

sabahın seherinde yola çıkardık


sokak sessiz olurdu, biraz gecikmişsek kuş sesleri sadece. hava serin olurdu ve gün ağarmak üzere.
o kadar çok severdim ki o hali;  bavulları arabanın bagajına yerleştirmeyi, annemin yol için hazırladığı poğaçaları yanımıza almayı,  sabahın seherinde çıktığımız yolculukları, yolda durmaları-buz gibi su akan bir çeşme kenarında-  babamın yolculuk neşesini, (yola çıkmadan az evvelki gerginliği de geçmiş olurdu) annemin yolculuk gevezeliğini, babamı yol boyunca uyanık tutsun diye konuşmasını, yolda dinlediğimiz müzikleri, yolda leylayla caz yapmayı,
camdan yolları izlemeyi, dağları, tepeleri, bozkırı, yeşili.

sabahın seheri tüm bunlar işte, yola çıkmasak bile hep böyle.