Saturday, March 30, 2019

özgürce ve muhtaç




Instagramdaki notesfromyourtherapist hesabını seviyorum,  görselmiş gibi davranan bir ses hesabı, duyalım diye.

bu postunda da diyor ki
Eğer ihtiyaç sahibi olmaktan nefret ediyorsan, sürekli bir stres halindesin demektir. Çünkü insan sinir sistemi başkalarıyla güvenli duygusal bağlantılar kurmak üzere gelişmiştir. Başkasına ihtiyaç duymak insan biyolojisi için çok temel bir hal. İnsanlara başkasına ihtiyaç duymamayı öğretmek travmayı öğretmek demek. Ve bu utanç duygusu aracılığıyla öğretiliyor.  
Bazen seanslarda şimdi ne hissediyorsun diye soruyorum, neye ihtiyacın var? İhtiyacın olanı kendine nasıl verebilirsin şu anda? diye.  Belki bugünkü aydınlanmamdan sonra başka şekilde  sorarım bu soruyu. Çünkü bazen kendi kendimize veremiyoruz birşeyleri, herşeye gücümüz yetmiyor, yetse de bir başkasından istiyoruz; annemiz, babamız, eşimiz, kardeşimiz, evladımız, arkadaşımız, hayali bir başkası, başkalarından.  ada değiliz. Ama bazen o kişi karşılayamıyor o ihtiyacı verebilecek donanımda olmuyor, bazen hayatta bile olmayabiliyor, bazen o ihtiyacın ihtiyaçlığını kabul etmeyebiliyor, olmayabiliyor. İşte o anlarda, "kendine bunu nasıl verebilirsin?" sorusu biraz alan açıyor bana ama tam da değil. Kendimle kurduğum ilişki dışında başka ilişkilere ihtiyacım var. Almaya ve vermeye ihtiyacım var; almaya işlemeye, dönüştürmeye, vermeye.  Bir enerji üreticisi, bir sevgi üreticisi, bir şefkat üreticisi bir güven üreticisi olarak çok uzun süre çalışamayabilirim. Ama malzemem olursa, en güzel şekilde işleyip dönüştürüp, yayabilirim. Yoksa üreticilik büyük bir yük, insanın bu dünyada yalnız olduğu vehminin yükü.
İnsan bu dünyada yalnız değil neyse ki, Yaratıcısı var, Velisi, Vekili, Seveni, Koruyanı, Merhamet edeni, Kuşatanı, Genişleteni, Göreni, İşiteni, İkram edeni, Doyuranı, Affedeni, Duaları kabul edeni, Hayat vereni, yeniden yeniden hayat vereni var. "Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz." ne kadar özgürleştirici. İhtiyacımı görüyor, boynumu eğiyorum, kendi kendime üretme çabasına girmek yerine onun kaynağından istiyorum. İhtiyacımı başka kulları aracılığıyla veriyor ama hep veriyor, gerçekten aç isem, ondan istemişsem. Bu o kadar güzel bir denge ki, beni insanlara, hayata, kendime ve Yaradıcıma bağlıyor. Kendin pişir kendin ye yalnızlığından çıkarıyor. Komşu komşunun külüne muhtaç ama küllü komşu ile külsüz komşu arasındaki muhtemel hiyerarşiyi kırıyor. Beni isterken özgürleştiriyor.  

          Nasıl hissediyorsun? Neye ihtiyacın var? Bu ihtiyacın aracılığıyla, sonsuz merhamet sahibiyle
          nasıl bağ kurabilirsin?


         

No comments: