Heidegger Lacan'ın kendisine gönderdiği makaleyi okuyunca "bu psikiyatristin bir psikiyatriste ihtiyacı var galiba" demiş.
Biz psikologlar da duyarız bazen buna benzer cümleler, itiraf edeyim hadi, muhatabımızın yüzeyselliğine veririz çoklukla... Ama son zamanlarda az da deli olmadığımızı düşünüyorum yine itiraf edeyim.. Sınıfın yarısının tavuk, yarısının solucan olduğu, tavukların solucan kovaladığı (kadın-erkek ilişkilerindeki halimizin minyatürünü görmek içinmiş) eğitimde de bunu düşünmüştüm, şimdi dışardan biri görse kesin deli olduğumuzu düşünür diye.. Geçenlerde de psikolog bir arkadaşıma oyun terapisinin sembollerini anlatırken kendimi bir de dışardan dinledim de, yine biraz deliydim o anda..
İşin aslı şu ki, dışardan dinlenince herşey çok delice durabiliyor.. Aynı siyasi görüşten, aynı cemaatten, aynı meslekten, birbiriyle aynı dili konuşan insanlar bir rasyonalite ürettikleri gibi, fena halde delilik de üretiyorlar.. Böylesine üretilmiş ve böylesine değişken bir şeye güç atfetmekle derdim var benim.. Böyle işte..
Zelig'i de izleyebilirsiniz bence.
12 comments:
delilik; soğuk, karanlık ve bomboş bir parkta yalnız başına bir atlı karıncaya binip, kendi kendine dönüp durmaktır. ve sonunda duramamaktır biraz da. donuk gülen suratı hiç değişmeyen atın üstünde, dünyanın geri kalanından soyutlanmak ve başka hiç bir şey yokmuşcasına; kendi başına kalakalmaktır. evet, delilik budur. başka da bir şey değildir.
tavuklar ve solucanlarsa; iyidir.
iyi anlattın deliliği sevgili anonim,
cemil meriç'in "havarilerini yaratamayan isa'nın yeri tımarhanedir, tarih değil" dediği geldi aklıma...
o parkta yalnız olmasa atlı karınca binicisi, yanında başkaları da olsa deli olmazmıştı. delilik kendi başına kalakalmak evet, iyi anlattın..
hep çok istemişimdir havarilerim olsun. olamadı.
demek ki, o kadar da iyi anlatamıyorum.
havarin olayım anonymous :)
şimdi havarisi olunamayacak bir yerdeyim sevgili pur.
belki bir gün yeniden, havarilerim olsun isteyebilirsem; yol beni isteyebileceğim bir noktaya getirirse ve istetirse; ve o vakit sen de hala talipsen buna, konuşmayız.
yalnızca yürürüz.
v.yaka da yorum yapsa bu yazıya.
Biri demişti vaktiyle, kimdi hatırlamıyorum şimdi. Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemektir delilik, demişti. Aynı şeyleri yapmaktan dönen başım pek hak veriyor kendisine bugünlerde. Sonuç beklediğimden değil de, yan cebim pek hevesli. Gönlü kırılmasın istiyor, kırıkları taze yanım. Deliliğe gönüllü oluyoruz böylece. Kimileri deliliğe daha mı meyilli ne?
Istek yapınca olabilebiliyor madem, ben de isteyeceğim dilek taşı. Bahar erken gelsin, geç gitsin ve yağmur yağsın, yağsın, yağsın.
hepsi iyi de, yağmur niye o kadar çok yağsın sevgili v.yaka?
Hayata kafadan dalamayanlara mesgale olur yagmur, sevgili anon.
sevgili vyaka ve sevgili anonim, perşembe akşamı için size bir etkinlik düşünüyorum.
Aslıpür bizi diskoya götür. Etkinkinliklere boğ beni, in aşağı tut beni.
Post a Comment