Wednesday, January 23, 2013

tohuma kaçmak

hani çok küçükken bile bugün hissettiğimiz gibi hissettiğimizi hatırladığımız şeyler vardır, kilimin ilk ilmekleri gibi. hafızamızın bir oyunu olabilir bu, belki de bugün burada durduğumuz için dönüp ilk ilmekleri böylece hatırlıyor ve bugünküne benzer şekle sokuyoruzdur, eğer öyleyse bunda çok mahirim. ama bence öyle değil.
bence bu bizim tohumumuzla ilgili, olmamız murad edilen şeyin tohumuyla.. yeşeren bir tohumu tanıyabiliriz. o oradadır, görürüz. çok severim yeşeren tohumları. ama ya yeşeremediyse, yeşertemediysek, içerde yabancı topraklar altında havasız kaldıysa.. 

yabancı topraklar altında havasız kalan zavallı tohumları kurtarmak için öneriler:

1. kazın, hafızanızda geriye doğru. çocukluğun bilgelikle ilintilendirildiği bissürü metin gördüm, keşke burda sizinle paylaşabilmek için saklamış olsaydım.. ama siz de görmüşsünüzdür böyle metinlerden belki, hatta daha güzeli bir çocuk görmüşsünüzdür, sohbet etmişsinizdir belki. çocukluğa atfedilen bilgelik yakıştırması yersiz değil. tohum, orada oracıkta, yüzeye yakın. ilmekler henüz atılmış, örülüyor, dolaşmamış daha..(en azından çok fazla-çocukla travma çalışmanın görece kolaylığı da burada).. çocukluk hikayelerine gitmek oralarda biraz dolaşmak, kalmak, mümkün oldukça gerilere, neler düşündüğümüze, neler hissettiğimize bakmak.. bahsettiğim şey bu, acaba bugünkü bize neler söylüyor o çocuk biraz dinlemek..

henüz ikinci önerim yok, bu yazı birinci öneri için yazıldı zaten. iyi kazılar sevgili okur.

kader, kısmet, conatus

No comments: