Ne olursa olsun, Aziz Gregorius kahramanca edimini gözümüzün önünde gerçekleştirir, her zaman zırhlıdır ve hiçbir yeri görünmez: Psikoloji eylem adamlarına göre olmasa gerek. Aslında, bütün psikolojik ağırlık öfkeli kıvranmalarıyla ejderhanın üzerindedir: Düşmanda, yenilende, canavarda kahramanın aklından bile geçiremeyeceği (ya da sergilemekten kaçındığı) dokunaklı bir hal vardır. Bunun bir adım ötesi, ejderhanın psikoloji olduğunu söylemektir: Hatta ruhtur ejderha, Aziz Gregorius’un yüzleştiği kendi içindeki karanlıktır, bir çok genç kızın ve delikanlının canına kıymış bir düşmandır, tiksindirici bir yabancılık nesnesi haline gelen bir iç düşmandır. Bu, dünyaya yansıyan bir gücün öyküsü müdür, yoksa içedönüklüğün güncesi mi?
Kesişen Yazgılar Şatosu, Italo Calvino
Resim: Saint George and the Dragon, Paulo Uccello
“daha o zamanlar psikoloji ifriti ona musallat olmuştu. bu yüzden kendine ait her şeyi, üzerinde durduğu ve derinleştirdiği için çok ciddiye alıyor, etrafındakileri ise en zalim dikkatlerle delik deşik ediyordu.”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler
No comments:
Post a Comment