Wednesday, April 05, 2017

nehy-i ani'l münker


insan insana aşık olmaz güzelim
insan insanın yanında bile durmaz (Alper Gencer)

İşte o gün kişi kardeşinden kaçar,
annesinden, babasından,
eşinden ve çocuklarından.
O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır.
O gün bir takım yüzler parıl parıl,
güler ve sevinir.
Yine o gün bir takım yüzleri de keder bürümüş,
Hüzünden kapkara kesilmiştir.
İşte bunlar kafirlerdir, günahkarlardır.

Abese 34-42

insan insana aşık olmaz, gönül gönüle raptolur diyor Gencer.

Kalplerimiz onun elindedir, Rab dilerse rabteder. Gönlün sevgisi temizdir, latiftir, hadsiz hududsuzdur.

"Gözyaşıymış insanın insana rabtolduğu cevher" İsmet Özel

Nefslerimizse manipülasyona açıktır, öveni sever, yerene kızar, iltifata kanar, hediyelere aldanır.
Bir derste bunu anlatmıştı Merter, nefsin iltifatlara kanmasını, karşı karşıya gelmiş iki "ben" "ben" diyen nefsin çarpışmasını, sonra nefsimiz için sevdiklerimizle gönülden temas kuramadığımızda onlara nasıl kızdığımızı, kızgın kaldığımızı.

"Artık kimse kendisine kusurunu söyleyecek candan bir dost bulamıyor" demişti bir sosyal bilimler sempozyumunda bir konuşmacı, o zaman biraz anlamıştım ne demek istediğini ama bugün başka türlü, daha derin bir anlamayla anlıyorum.

Tarifi: Çok sevdiğiniz birine size zor geldiği halde onda gördüğünüz bir kusur varsa söyleyin, nefsinizin bundan beslenmesine izin vermeden, sadece sevginiz ile konuşun. O da sevgiyle yanıt verir size inşallah. Sonra bir bakıyorsunuz ki onu şimdi eskisinden daha çok, daha bir başka seviyorsunuz.

ipucusu: kişiyi kusurlu hareketin kendisi gibi görmemek, hatta kusurlu hareketi bas bayağı ötekileştirmek, letafetimize, yaradılışımıza, emanetimize yakışmayan bir yabancı haline getirmek.

No comments: