Sürdürülebilirlik ve Anadolu Kadını:
Geçtiğimiz günlerde "almadim" diye bir blog adresi gördüm, bir yıldır keyfi herhangi bir şey almayan bir kadının almama "macerası"nı anlatan blogu okuyunca çok özendim, biraz heyecanlandım ve yazıyı sevdiğim bir grup ile paylaştım. Paylaştım ve gördüm ki, zaten grup içindeki pek çok kişi böyle yaşıyor, bir yıldır değil, daha uzun zamandır, keyfi herhangi bir şey almıyor, bu onlar için bir macera da değil üstelik, bir hayat biçimi, çünkü iyi müslümanlar. İsraf etmek, gereksiz harcamak iyi bir müslümana yakışmaz çünkü.
Bense maalesef durmam gereken yerlerden zihnen uzak düşmüşüm, "sürdürülebilirlik" kavramı "israf" kavramından daha çok çağrışımlı bir hale gelmiş benim için.
Amerika'nın Yeniden Keşfi ve Sürdürülebilirlik:
Geçtiğimiz günlerde eşimin memleketi Maraş'taydım, salçasını, yoğurdunu, turşusunu, sucuğunu evde yapan hanımlar görünce bunu Amerika'lı arkadaşlarıma anlattığımı düşündüm, onların zihninde canlanacak kadın tipi bayaa hippi bir tip olacaktı muhtemelen, halbuki bildiğin kadınanamlar.
aldığımızdan daha fazlasını verebilmeyle ilgili bir duam olmuştu geçtiğimiz günlerde, şimdi düşünüyorum da aldığımızın birazını verebilsek bile harika olur. mesela aldığmız oksijeni ağaç dikerek versek, öğrendiğimiz bilgiyi işlesek ve yeniden geri versek, sevgiyi, selamı yaysak, yemek yapsak, dikiş diksek, sadaka versek, huzur versek.