bir gün elif gelip aslı teyze bana bir fil çizer misin dediğinde başka bir işle meşguldüm, fil yerine zikzaklar çizdim ama sonra elifin yüzündeki ifadeyi görünce bu zikzaklar zıplayan bir fil olmak zorunda kaldı. bu zıplayan fil dağlar aşıp, çöller geçip, istanbul'a, elif'in yaşadığı sokağa geliyordu, hikayemiz böyleydi, elif kıkır kıkırdı, bayağı hoşuna gitmişti hikaye. daha sonra bir sürü zıplayan başka hayvanlarla başka hikayelerimiz oldu.
sonra ben dağlar aşıp, okyanuslar geçip new york'a geldim, ve çok özledim herkesleri ama yalan yok en çok elif'i. bir gün annesiyle telefonda konuşuyorken telefona gelip " aslı teyze sen bize gelsene" diyip ağladığı gün içimin nasıl ezildiğini size anlatamam..
ama neyse ki o gün geldi sayılır inşallah bir kaç güne fil zıplaya zıplaya krizantem sokağa gidecek ve yeğenine kavuşacak :)