geçen haftasonunu bir grup psikologla geçirdim, bunda ilginç bir şey yok gibi en başta, 10 senedir psikologlarla vakit geçiriyorum zaten. 10 senedir bana "aa sen şimdi bizim içimizi okuyordundur" dendiğini duyuyorum "yok canım, olur mu öyle şey" diye cevap veriyorum 10 senedir. 10 senedir içimi okuyan bir psikologla da karşılaşmadım çok şükür. okunaklı olması olmaması da değildir mesele, aklı başında arkadaşlarım vardır, okumuşlarsa da bilmezden gelmesini de bilmişlerdir.
neyse işte, geçen haftasonunu ilginç yapan bu gördüğüm psikologların iç okumaya fazlaca meraklı olmalarıydı, yeni okumaya başlamış çocuğun okuma açlığıyla tabela, plaka gördükleri herşeyi okuması gibi. öyle sıkıldım ki bu halden, eğitimi veren amcanın eşine dönüp konuyu hızlıca anlatacağını söylerken " i'll do it quickly, you know i'm always quick" esprisine bütün salon abartılı bir biçimde gülerken ben gülemedim bile. sanki çıplak kalmışız ne düşünüyorsak görünüyor gibi hissettim o anda. berbat bir histi. neyse ki sınırlarımız, mesafelerimiz var, şeffaf değiliz çok şükür.
burdan tüm sıkıcı psikologlara sesleniyorum : yolunuz yol değil, geri dönün.
freud amca ne demiş bir puro bazen sadece purodur, magritte amca ne demiş bu bir pipo değildir, pipo resmidir. gördüklerinizi fazla ciddiye almayın.