Friday, June 27, 2008
tahrir
tezhip ve ebruda tahrir dedikleri bir şey var, çerçeveleme anlamına geliyor. lûgata baktım, tahrir aynı zamanda kaydetme, kayda geçme demekmiş. bir anlamı da yazmak demekmiş ve muharrir kelimesi ile aynı köktenmiş. ve de aynı zamanda hürriyet demekmiş. sınırları ve hürriyeti ayrı ayrı çok seven benim için heyecan verici bir bilgi bu..
öfke
25 Haziran 2008 Çarşamba
"alışmadık g.tte don durmaz"" derler, benim ruhum için de öfke öyle birşey işte. ben öfkeye alışamadım. durmuyor bende, rahatsız ediyor. ne zaman birine, birşeye öfkelensem gece rüyama giriyor o öfke, bilinçaltımın en hızlı kustuğu, en hızlı reaksiyon verdiği şey.
"alışmadık g.tte don durmaz"" derler, benim ruhum için de öfke öyle birşey işte. ben öfkeye alışamadım. durmuyor bende, rahatsız ediyor. ne zaman birine, birşeye öfkelensem gece rüyama giriyor o öfke, bilinçaltımın en hızlı kustuğu, en hızlı reaksiyon verdiği şey.
dün gece ise bence çok sevimli bir şekilde gösterdi kendini. rüyamda üst kat komşularımızın pat diye içeri düşüşünü gördüm, ahşap bir evmiş komşularımız da sembolik kıyafetli kadın ve adamlardı. hani böyle meraklı insanlar dinlemek için kapıya yaslanır da açılınca içeri düşerler ya öyle bir düşüştü. sonra bu düşen komşular bizim evi yol geçen hanına çeviriyorlardı. üst kata çıkmak için ve alt kata inmek için evin içinden geçmeleri gerekiyordu. çoluklarına, çocuklarına da öğretmişler, ailecek bizi rahatsız ediyorlardı. türlü türlü numaraları vardı bunun için. mesela giyinmiş süslenip püslenmişler dışarı çıkacaklar, bizim evin içindeki merdivende karşılaşınca bir anda kıyafetleri pijamaya dönüşüyordu, bu da daha asab bozucuydu, pijamalarıyla evimizde dolaşan münasebetsiz komşular... biz de işte sinirleniyorduk bunlara.. en sonunda bu komşu ailenin reisini bir güzel pataklayıp cimdikledim rüyamda, çok fena da hakaret ettim.. sinirim geçti mi.. biraz azaldı sanki..sonra sabah bu sembolik rüyayı şöyle yordum-rüya esnasında da böyle hissetmiştim- sanki bilinçaltından üstüne çıkan münasebetsiz bişeylere sinirleniyordum. pattadanak dalışları öyle hissettirdi bana. sevimli kısmı bu işte :)
flamenko
ben küçükken, reankarnasyon denen şeyi ilk duyduğumda, bir sabah programında bir önceki hayatında ne olduğunu anlatan adamı dinlerken acaba demiştim.. belki de ben bir önceki hayatımda ispanyol'dum, flamenkocuydum.. böyle bir şeye inanmıştım işte.. ve itiraf edeyim ki o kadar da küçük değildim.
07/06/08
flamenko gecesi
Subscribe to:
Posts (Atom)