Hani anılardan örülüyoruz ya ilmek ilmek, bir de anılardan “kendimizi” örüyoruz seçerek.. Bir mozaiğin taşlarını yapıştıran şeyi düşündüm. Bu yazı içinde “dünya tasavvuru” diyeceğim o şeyi. Bu değişir, biz yaşadıkça değişir.. Bu değiştikçe, örülen taşlar yerinden bir atar, bozulur, sonra yeniden örülür, yeniden yerleşir, yapışır ya. Tam o esnada geride kalan insanları düşündüm. Sevdiği başka bir kompozisyon muydu, yoksa o minik taşların kendisi mi acaba? demişim "bir insanı o insan yapan şey nedir de severiz onu" yazımda, bu video da oraya bağlansın.