Dilini pozitifleştiriyorsun, olumsuz ifadeleri sözlüğünden çıkarıyorsun, her şey değişiyor, dert keder çıkıyor hayatından bak yeminlen. Mutluluk bir kelime kadar uzağında, dene bir bak. Bir kelimeyi çıkarıyorsun yerine yenisini koyuyorsun, huup , her şey yepisyeni oldu şimdi.
Mesela Amerika’da ayrımcılık zenci kelimesi yerine afro-amerikan kelimesinin yerleşmesiyle son buldu. Mesela biz memleketin tüm etnik kökenleri için Türk dedik, herkes Türk oldu, huzur ve barış içinde yaşıyoruz, ne mutlu. Mesela çıkardık ibne kelimesini sözlüğümüzden, hakaret diye, tüm eşcinsellerimiz bi rahat etti. Geçenlerde gördüğüm “ ĞAY FB” duvar yazısının ne anlama geldiğini bilemedim ama şimdi..
Dili değiştirince hafıza da değişiyor. Hafızamız zaten bilgisayar gibi, açıyorsun word dosyasını, yapıyorsun gereğini, bul diyorsun kelimeyi, değiştir diyorsun sonra, oh mis.
Değişimin bu kadar hızlı olması akıl almaz, inanılmaz. İnanılmaz demeyin, inanılır deyin bakın nasıl inanılır olacak.
En sevdiğim terapi ekolü işte bu yüzden sibiti (CBT) bayılıyorum bilişsel davranışçı terapiye :P
O değil de gerçekten sevmiyorum sibitiyi tam da bu nedenlerle; dili değiştirdiğimde hafızam değişmediği için, duygularım, beden duyumlarım, bedensel hafızam değişmediği için, sembolik dilim, rüyalarım değişmediği için ve bu ekol biraz fazla aceleci, kontrolcü ve biraz da kibirli olduğu için bana sevimsiz geliyor. Zaten rasyonaliteyi de sevmiyorum hiç.
Not: Bu yazıyı sizin için bir minik bilgiyle renklendirecektim ama işin aslını araştırınca çok da isabetli olmazmış gibi geldi.
Bilgimiz şu:
Thiokol şirketi büyük SRB füzelerini (SRB, Solid Rocket Boosters'leri), Utah'ta üretip, dünyanın en gelişmiş Kennedy uzay aracı fırlatma rampasına gönderirken kullandığı tren raylarının genişlik ölçüsü, iki bin küsur yıl önce, Roma atlarının kalçalarının genişliği ile belirlenmiş, nasıl mı?
ABD'deki tren raylarının genişliği 4 feet 8.5 inch'miş. Amerika'daki raylar, ilk defa, sürgündeki ingilizler tarafından yapılmış ve İngiltere'deki rayların genişliği de 4 feet 8.5 inch'mi. İngiltere'de, ilk tren raylarını yapanlar, aynı zamanda, tramvay raylarını yapan kişilermiş. Bu kişiler trenlerde de tramvay ray genişliği ölçüsünü kullanmışlar. Çünkü, ingilizler, öteden beri, at arabalarının tekerlekleri arasında bu ölçüyü kullanıyorlarmış. Tramvayları yaparken de aynı şasi genişliğini kullanmışlar. Çünkü, eski ingiliz yollarında, yol izleri bu ölçüdeymiş. Başka bir ölçüde şasi yaptıklarında, oldukça büyük zorluklarla karşılaşabilirlermiş. Çünkü, Avrupa'da ve İngiltere'de, eski yollar, Romalılar tarafından yapılmış ve Romalılar, kendi savaş arabaları için, bu ölçüyü kullanıyorlarmış. Roma imparatorluğunun ilk savaşçıları, ilk yol izlerini kendi savaş arabaları için oluşturmuşlar; sonradan gelenler, arabalarının zarar görmemesi için tekerleklerin arasındaki bu mesafeye uygun şekilde araba yapmışlar. Çünkü Romalılar, savaş arabalarının enini, önlerindeki iki atın kalçalarının arasındaki mesafeye tam eşit olacak şekilde ayarlamışlar. 4 feet, 8.5 inch’in hikayesi buymuş işte.
Yani öyle dilimi değiştim diyince değişmiyor bir şeyler şekerim, ta eski Roma senin bugünkü roket boyuna tesir ediyor işte.
Burada da bu bilginin neden gerçekçi olmadığına dair bir yazı var, gerçekçi mi bilemedim ama argümanıma destek bir örnekti, ama doğru, dürüst, ahlaklı haberci pur sizi argümanı için yanıltmak istemedi.
Mesela Amerika’da ayrımcılık zenci kelimesi yerine afro-amerikan kelimesinin yerleşmesiyle son buldu. Mesela biz memleketin tüm etnik kökenleri için Türk dedik, herkes Türk oldu, huzur ve barış içinde yaşıyoruz, ne mutlu. Mesela çıkardık ibne kelimesini sözlüğümüzden, hakaret diye, tüm eşcinsellerimiz bi rahat etti. Geçenlerde gördüğüm “ ĞAY FB” duvar yazısının ne anlama geldiğini bilemedim ama şimdi..
Dili değiştirince hafıza da değişiyor. Hafızamız zaten bilgisayar gibi, açıyorsun word dosyasını, yapıyorsun gereğini, bul diyorsun kelimeyi, değiştir diyorsun sonra, oh mis.
Değişimin bu kadar hızlı olması akıl almaz, inanılmaz. İnanılmaz demeyin, inanılır deyin bakın nasıl inanılır olacak.
En sevdiğim terapi ekolü işte bu yüzden sibiti (CBT) bayılıyorum bilişsel davranışçı terapiye :P
O değil de gerçekten sevmiyorum sibitiyi tam da bu nedenlerle; dili değiştirdiğimde hafızam değişmediği için, duygularım, beden duyumlarım, bedensel hafızam değişmediği için, sembolik dilim, rüyalarım değişmediği için ve bu ekol biraz fazla aceleci, kontrolcü ve biraz da kibirli olduğu için bana sevimsiz geliyor. Zaten rasyonaliteyi de sevmiyorum hiç.
Not: Bu yazıyı sizin için bir minik bilgiyle renklendirecektim ama işin aslını araştırınca çok da isabetli olmazmış gibi geldi.
Bilgimiz şu:
Thiokol şirketi büyük SRB füzelerini (SRB, Solid Rocket Boosters'leri), Utah'ta üretip, dünyanın en gelişmiş Kennedy uzay aracı fırlatma rampasına gönderirken kullandığı tren raylarının genişlik ölçüsü, iki bin küsur yıl önce, Roma atlarının kalçalarının genişliği ile belirlenmiş, nasıl mı?
ABD'deki tren raylarının genişliği 4 feet 8.5 inch'miş. Amerika'daki raylar, ilk defa, sürgündeki ingilizler tarafından yapılmış ve İngiltere'deki rayların genişliği de 4 feet 8.5 inch'mi. İngiltere'de, ilk tren raylarını yapanlar, aynı zamanda, tramvay raylarını yapan kişilermiş. Bu kişiler trenlerde de tramvay ray genişliği ölçüsünü kullanmışlar. Çünkü, ingilizler, öteden beri, at arabalarının tekerlekleri arasında bu ölçüyü kullanıyorlarmış. Tramvayları yaparken de aynı şasi genişliğini kullanmışlar. Çünkü, eski ingiliz yollarında, yol izleri bu ölçüdeymiş. Başka bir ölçüde şasi yaptıklarında, oldukça büyük zorluklarla karşılaşabilirlermiş. Çünkü, Avrupa'da ve İngiltere'de, eski yollar, Romalılar tarafından yapılmış ve Romalılar, kendi savaş arabaları için, bu ölçüyü kullanıyorlarmış. Roma imparatorluğunun ilk savaşçıları, ilk yol izlerini kendi savaş arabaları için oluşturmuşlar; sonradan gelenler, arabalarının zarar görmemesi için tekerleklerin arasındaki bu mesafeye uygun şekilde araba yapmışlar. Çünkü Romalılar, savaş arabalarının enini, önlerindeki iki atın kalçalarının arasındaki mesafeye tam eşit olacak şekilde ayarlamışlar. 4 feet, 8.5 inch’in hikayesi buymuş işte.
Yani öyle dilimi değiştim diyince değişmiyor bir şeyler şekerim, ta eski Roma senin bugünkü roket boyuna tesir ediyor işte.
Burada da bu bilginin neden gerçekçi olmadığına dair bir yazı var, gerçekçi mi bilemedim ama argümanıma destek bir örnekti, ama doğru, dürüst, ahlaklı haberci pur sizi argümanı için yanıltmak istemedi.
aslında tüneldeki Roma izine gitmeden, Anadolu İslamındaki şaman izlerine, Afrika İslamındaki raks ritüellerine, Avrupa'daki pagan sevgisine filan gidilebilir. gidin hadi!