Monday, February 01, 2016

incelikler yüzünden

bir de bazen küçücük şeylerin etkisi vardır hayatımıza.

hani yemek yaparken birazcık daha karabiber katmanın, veya birazcık da köri katmanın etkisi gibi.
o yemeğin tadını dönüşsüz bir şekilde değiştirebilir, bozabilir. yani ki çok ince ayarları var hayatın.


bakarsan bağ


bir ömürlük ve her yerde çalışan bir nasihat isteseydin benden sevgili okur, derdim ki sana " bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ".

al bu nasihati ister sağlığına uygula, ister iş hayatına, ister ilişkilerine uygula, ister iç huzuruna, ev düzenine, dış görünüşüne, maneviyatına. hepsinde mi çalışır? yüzde yüz garantili, hepsinde çalışır.

bakarsan bağ olur ve "bağlar kurmak emek ister".


sonradan çerkes

Benim çekmecemden de çerkes kadınlar çıktı, akordeon  kafe çalarken süzüle süzüle. Zerafet ve güç diyince çıkıveriyorlar birden çekmeceden öyle.  

Babamın babannesi, bana ikinci ismimi veren Havva hanım çerkesmiş. Çok güçlü bir kadın olduğunu anlatır, dururlar Havva hanım'ın. Çok kullanmasam da bu ismimi çok severim, sanırım hem Havva hanımın hikayelerinden hem de "hayat veren kadın" anlamından ötürü. Neyse işte, ben Havva hanımın sadece ismini değil çerkesliğini de miras aldığımı düşünüyorum, yani özel olarak bana miras olmuş olabilir aile içinde:)

Küçükken duyduğum Havva hanım hikayelerine bir de üniversitede Kültürlerarası antropoloji ödevi olarak Çerkes kültürünü çalışmam eklenince bu kültüre sevgim birazcık daha artmış oldu. Sonra bir müddet birazcık ucundan danslarını da yaptım. ve böylece çerkestim. sonradan çerkes, kafasına göre herkes. ama zaten ben; metropolitan müzesini gezerken Japon sanatının olduğu kısımda "Allah'im iyi ki de japon'um" diyen bir insanım :) 


kirpinin zerafeti

ve çölde kum saati,

Bu yazı,  çekmecesinden 'Kirpinin Zerafeti' kitabının kahramanı Rene Michel çıkan belesprit için gelsin :

"Müthiş donanımlı olan kapıcı kadının iç zenginliğine karşılık iddiasız ve kendi halinde oluşu bence çok güçlü kılıyordu onu" demişti sevgili belesprit.

iç zenginliğini ve kendi halinde oluşu çok seviyorum, bunu sevebilen, buna değer verebilen insanları da seviyorum. Anadolu evleri gibi, avlusunda neler var, içeride neler var, ancak şanslı misafirler bilir. sokaktan gelip geçenin bilmesine ne gerek.

çekmeceden çıkan kadınlar ne ki?