kosmos filminde en sevdiğim şey neptün ile kosmos'un "adam gibi" konuşmadan kuşlar gibi ses çıkararak muhabbet etmeleriydi.
beginners filminde de en sevdiğim şey Oliver ile Anna'nın şu gündelik dil dışında bir dille konuşmaları, anlaşmalarıydı.
sonra Oliver ile Anna konuşmaya başladı, konuşunca ayrılık oldu.
sonra canım yeğenim elif hastalandı, derdini anlatamadı, biz de ona iç bu ilacı şifa bulacaksın diye derdimizi anlatamadık. anlaşamadık.
halbuki ben bu dilsiz konuşabilmeyi ne kadar çok seviyordum. ne çok cezbediyordu beni başka dillerde anlaşmak. birbirini hiç tanımayan çocukların konuşmadan oyun oynayarak tanışmasına ne kadar hayrandım. fekat elifciğimi hasta görünce anladım ki, kazın ayağı öyle de değilmiş, bu dille konuşmaya karşı tuzu kuru bir şımarıklıkla saygısızlık etmişim meğer..
sonra Oliver ile Anna barıştı, konuşarak. konuşarak yeni bir şey inşa etmeye başladılar. film bitti. filmin öylece bitmesi bana iyi geldi, başlayarak bitmesi. ismiyle müsemma şekilde.
sonra ben bugün düşündüm ki bu dille, bu rasyonalite taşıyıcısı ile barışabilirim. mesela kendisine rasyonalite taşıyıcısı demeyi bırakabilirim evvela. burdan herkeslerin gözü önünde özür diler, pişmanlığımı dile getirir, bir de çiçek veririm.
o da affetsin artık diy mi..
yüzyüze konuşmayalı dilimi laptop tuşları arasında pay ediyorum..insanlarla konuştuğumda ise heyecandan bir papyon sıkıyor boğazımı..biraz biraz panik atağa kayıyorum muhtemelen insan görmeye görmeye..başka dilleri seviyorum bundan ötürü, kuşlar gibi, nebatat gibi..taşlar gibi..
ReplyDelete