SAYFALAR

Thursday, February 09, 2012

dil ile barışmak


kosmos filminde en sevdiğim şey neptün ile kosmos'un "adam gibi" konuşmadan kuşlar gibi ses çıkararak muhabbet etmeleriydi.

beginners filminde de en sevdiğim şey Oliver ile Anna'nın şu gündelik dil dışında bir dille konuşmaları, anlaşmalarıydı.

sonra Oliver ile Anna konuşmaya başladı, konuşunca ayrılık oldu.

sonra canım yeğenim elif hastalandı, derdini anlatamadı, biz de ona iç bu ilacı şifa bulacaksın diye derdimizi anlatamadık. anlaşamadık.

halbuki ben bu dilsiz konuşabilmeyi ne kadar çok seviyordum. ne çok cezbediyordu beni başka dillerde anlaşmak. birbirini hiç tanımayan çocukların konuşmadan oyun oynayarak tanışmasına ne kadar hayrandım. fekat elifciğimi hasta görünce anladım ki, kazın ayağı öyle de değilmiş, bu dille konuşmaya karşı tuzu kuru bir şımarıklıkla saygısızlık etmişim meğer..

sonra Oliver ile Anna barıştı, konuşarak. konuşarak yeni bir şey inşa etmeye başladılar. film bitti. filmin öylece bitmesi bana iyi geldi, başlayarak bitmesi. ismiyle müsemma şekilde.



sonra ben bugün düşündüm ki bu dille, bu rasyonalite taşıyıcısı ile barışabilirim. mesela kendisine rasyonalite taşıyıcısı demeyi bırakabilirim evvela. burdan herkeslerin gözü önünde özür diler, pişmanlığımı dile getirir, bir de çiçek veririm.
o da affetsin artık diy mi..




Friday, February 03, 2012

çocukluğum ve kulak ağrısı


geçtiğimiz günlerde grip oldum diye doktora gittim, bana otrivine sprey verdi. aa ne güzel nostalji, hey gidi otrivine derken..


otrivine benim vi-daylin iştah şurubundan sonra ilk öğrendiğim ilaç markasıdır. evet, annem bana iştahımı açsın diye şurup vermiş, afferim ona. otrivine pediatric ise burnum rahatça akabilsin de kulağımı zorlamasın diye verilen damlaydı. çocukken kulağım çok ağrırdı. gece gelirdi ağrılar, ben önce sağa sola döner uykuya dalmaya çalışır, kendi kendimi avutmayı denerdim sonra ağrı geçmeyince annemlerin yanına.. ordan da sabahı edip doktora.. bu gece yine kulak ağrısıyla uyanınca saate baktım; üç, seneler sonra bile saatini şaşmamış, hep bu saatlerde başlardı.. pis bir ağrıydı kulak ağrısı çocukken, şimdi daha hafifti çok şükür, ya da büyüdüğümden.. biraz bişiyler okuyup oyaladım kendimi, ağrıyı hafifleten bir uykudan sonra, sabah olup da annemlere işe gitmeyeceğim doktora gideceğim derken gönlümden geçen babamın bana eşlik etmesiydi. kulağım ağrıyınca yine çocuk olmuşum. sonra büyük oldum yine.