bugün gottman'ların eğitiminde Julie'yi dinlerken bir an, şu an dünyanın en iyi terapistlerinden birini dinliyorsun, bu anı hisset ve kaydet dedim kendi kendime. sonra, bugünlerde anları böyle hissedip, kaydetmeyi ihmal ettiğimi, ihtiyacımın tam da bu olduğunu fark ettim, ayrıca anı kutularını böylece etiketleyip de kaldırmıyordum yerlerine, kendi kendime yaşadığım anların anlamlarını anlatmıyordum. çünkü "kendi hayatımı" yaşayıp giderken alışkındım ona şaşırtmıyordu beni, "alışkanlık körlük doğurur" dediği gibi tanpınar'ın "kendi hayatıma " çok alıştığım için de körleşmiştim olana bitene. halbuki ne süper bir hayatım var tek ihtiyacım biraz yabancılaşmak biraz geride durup dışardan bakmak...
yolunda gitmeyen şeyleri fark etmek nerdeyse her seferinde sevindiriyor beni, işte bunu da fark ettiğimde sevindim böyle. yeni bir çaba konusu çıktı bana diye :) yazayım bu yeni şeyleri düşüncesiyle eve geldim annemlerle biraz sohbet edip odama girdim, sonra odadan çıkıp leylanın odasına bir uğradım, tekrar odama geri döndüğümde masamın üstündeki pasta tabağını gördüm annem benim odadan çıktığım küçücük aralıkta masama bırakmış, ne muhteşem bir kadın diye düşündüm. ve bunu düşünürken evet, başladın işte geride durup takdir etmeye, afferim dedim kendi kendime :)
kibrit kutusuna da sevgiler..
güzel olmuş böyle notlar, geriden bakmalar filan. pasta da güzel tabi. cümlesi afiyet olsun, bereketli olsun, keyifli olsun.
ReplyDeleteevet kutuya bizden de sevgiler, hürmetler.
bu kutudan size sevgiler çıkar, hürmetler çıkar, hayranlıklar çıkar, çıkar da çıkar... ne şahanesiniz!
ReplyDelete"Farkındalık" diye hep savaş hep riya hep ibnelik düşünecek değiliz bak, böyle güzel positif farkındalıklar, ulumlu paylaşımlar ne şahane. Anne olmak çok zor.
ReplyDeletedoğru dedin hevesli bardak, sen de çok şahanesin :)
ReplyDeleteKörler sağırlar gibi hoş bi ortam oldu. İkonik.
ReplyDeletebirbirimizi ağırlamanın ne zararı var ki? zaten hepimiz çok şahane olmadığımızı biliyoruz :P
ReplyDeletetabi canım ne zararı var. bir birbirimizi ağırlamayacaksak, kim ağırlayacak? çürüyüp gidelim mi darülaceze köşelerinde?
ReplyDeleteBen davayı sattım yea.
ReplyDelete