"Yaşamanın ve çalışmanın temel önemini oluşturan şey, başlangıçtakinden farklı biri haline gelmektir. Bir kitap yazmaya başladığınızda sonunda ne söyleyeceğinizi bilseniz, onu yazmaya cesaret edeceğinize inanıyor musunuz? Yazı ve aşk ilişkisi için geçerli olan yaşam için de geçerlidir.
Oyun, ancak nasıl biteceği bilinmiyorsa zahmete değer."
Oyun, ancak nasıl biteceği bilinmiyorsa zahmete değer."
"Günümüzün sorunu artık ne olduğumuzu keşfetmek değil, olduğumuz şeyi reddetmektir."
"Geleneksel tarihe göre bir şeyin kökeni onun en mükemmel anıdır. Ve son olarak bir şeyin hakikatinin onun kökeninde yattığına inanır. Buna karşılık Foucault tarih yöntemi olarak soybilimi önerir. Bir karşı-hafıza (contre memoire) olarak soybilim sabit özleri reddeder ve farklı kimlikler olabileceğini varsayar; verili bir kimliğin kökenini bulmak yerine bu kimliği çözmeyi, ayrıştırmayı hedefler. Soybilim tarihini yazdığı şeyin değişmez bir doğruluğu olduğunu reddeder. Her şeyden önemlisi, soybilim tarihini yazdığı şeyin ortaya çıkışından sonra anlamı muhafaza eden bir süreklilik izlemediğini; tersine, bu süreçte dışardan bir çok müdahele, sapma, hata ve ilineğin (accident) etken olduğunu; sürecin farklı güçler arasında mücadeleler içerdiğini, varılan noktanın bu etkenler ve mücadelelerin sonucu olduğunu gösterir. Yani köken tek ve mükemmel, varılmış olan nokta da zorunlu değildir."
neden foucault'yu okumakta bu kadar gecikmişim ki?
aha, entel!
ReplyDeleteyakalayın!..
bir de theseus'un gemisi geldi aklıma son paragrafta. serbest çağrıştı:
ReplyDeletehttp://tr.wikipedia.org/wiki/Theseus'un_gemisi